8 Şubat 2012 Çarşamba

Küçük Prens - Antoine De Saint Exupery



Küçük prensi ilk gördüğümde ilkokuldaydım. Çok sıkıcı bir kapağı vardı. Armut gibi bakan sarışın bir çocuk hatırlıyorum. TRT ‘de çizgi filmi yayınlandığında, sanırım izlemediğim nadir çizgi filmlerdi. Çünkü çok yavaş ilerliyordu ve deprese bir hali vardı. Kitabı okuyup beğenen arkadaşlarıma nasıl olduğunu sorduğumda cazip cevaplar almıyordum. O zamanlar masal kitapları okumak daha eğlenceliydi. Karlar Kraliçesi, Beyaz Geyik gibi Serhat Yayınlarının masalları vardı.

Yıllar sonra Figen-Mesut- ben D&R da gezerken küçük bir oğlan çocuğuna hediye bakıyorduk. Mesut direk “küçük prens” alalım dedi. Figen’se benim gibi çok deprese bulduğunu çocuğa action bir şeyler bakmamızın daha iyi olacağını söyledi. İkiye karşı bir Mesut yenildi. Ayrıca biz anneydik, o bekardı, bilmezdi.

Symrna Kitapevi’nde gezerken nedendir bilmem, aradığım bir kitabı bulamayınca ağzımdan “Küçük Prens” var mı çıktı? Varmış, resimlerine de bakınca akşamları Çınar’a okurum diye düşündüm. Çınarcıkta anası kılıklı, pek sevmedi. “Hikaye bitti mi anne?” diye sordu durdu. Sanırım beğenmesi için benim gibi otuzuna gelmesi gerekecek.

Biliyorsunuz artık otuzumdayım ve bu olgunlukta ancak kitabı anladım.

Kitap bir pilotun çöle düştüğü zaman Küçük Prens’le karşılaşmasını, onunla gelişen dostluğu üzerine. Sorulan bazı sorular ilgimi çekti. Gezegeni saran boğabalar ilgili bir dialogda, Küçük Prens şöyle diyor: Bir düzen meselesi. Sabahları kendinize nasıl bir çekidüzen verirseniz, gezegeninize de aynı şekilde bir çekidüzen vermeniz gerekir. Hiç aksatmadan her gün boğababları söküp atmalısınız. Bunlar küçükken gül fidanlarına benzer. Gül mü, boğabab mı ayırt etmek zordur. Ama biraz büyüyünce aralarındaki fark ortaya çıkar. Bu farklılaşma anını bıkmadan izlemelisiniz. Bu oldukça sıkıcı bir iştir ama çok kolaydır.” Ne güzel söylemiş değil mi? İnsanın evini, gezegenini, kendi iç dünyasını temizlemesi kolay olmasa gerek.

Kitapta Küçük Prens’in nazlı çiçeğinden çok bahsediliyor. Böyle güzel bir çiçeğe sahipken neden gezegenini bırakıp, yeni dünyalara yola çıktığını anlamadım. Çiçeğin bir anlamı var mı? Gezegenine geri dönüp, çiçeğine bakma isteği çok naif.

Küçük Prens kendi gezegeninden ayrıldıktan sonra diğer gezegenlerde dolaşmaya başladı. Birinde bir Kral’la karşılaştı. Uyruğu olmayan, kürkü tüm gezegenini saran bir kral. Evrenin buyruklarıyla yönetildiğini düşünen, kendini haklı çıkarmaya çalışan bir kral. İkinci gezegende kendini beğenmişin biri var. Kendine hayranlığa takmış. O kadarki bazen Küçük Prens’i duymuyor. Çünkü kendini beğenmişler sadece kendilerini öven sözlere önem verirler.

Bu şekilde serüvenlerle dolu, değişik bir kitap.

İnternette Küçük Prens'le ilgili o kadar çok şey satılıyorki, insanın içine hitap eden ayrı bir pazar olduğunu bilmiyordum. Takılar, kalemler, kupalar vb. vb. En çoksa Fransa'nın Küçük Prensi çok sevip pula basmasına şaşırdım. Burayı tıklayarak, pullara bakabilirsiniz. Küçük prensin siteside var.

Kitabı internetten okumak isterseniz tıklayın

1 yorum:

  1. Daha geçen gün Küçük Prens'i konuşuyorduk eşimle ve tekrar kitabı almaya karar verdik Deniz'in arşivi için, sevdiğimiz kitapları onun için biriktiriyoruz o da zamanı gelince okur yeni kitaplar ekler eskilerine. Güzel bir yazı olmuş, teşekkürler iyi haftalar:)

    YanıtlaSil

Yorumlarınız İçin Teşekkürler