30 Mayıs 2011 Pazartesi

İstanbul

Merhabalar,
Yoğun İstanbul trafiğinden sonra İzmir'de bugün işe başladım. Özetle güzel bir haftasonuydu. Kızkardeşimi çok özlemişim. O ve içten, samimi, güleç ev arkadaşlarıyla güzel bir haftasonu geçirdik. Tahmin ettiğim gibi giderken çok eğlendik. Uzun yolculuğumuzun ardından feribotta çaylarımızı içerken dinlendik. İstanbul'a en çok girişi seviyorum. Havası, yeşilliği, tarihi yapıları, boğaz derken İstanbul'a sarıldığımı hissettim. Eskiden eşimle gezmeye gittiğimiz, ucunda eşimi dünyanın öbür ucunda bir yerlere uğurladığım romantik bir şehirken, artık kardeşimi gördüğüm, düğünlerde buluştuğumuz bir kavuşma mekanı.

Cuma akşamı Denizcik bize süpper bir sofra hazırlamış.




Karışık salata



Tavuklu pilav



Patlıcan pastası



Hazırladığı güzel şeyler için Deniz'e çok teşekkür ederim. Çınarcık belki patlıcan yer diye, patlıcan pastası dese de bizimki yutmadı. Cumartesi günü
katıldığımız düğün çok güzeldi. Allah Pınar ve Alper'i mutlu-mesut etsin. Bir yastıkta kocasınlar.

Pazar günü yola geç çıktık. Kızlara ayaküstü salatalık-erik turşusu yaptım. Resimleri Denizcik gönderdikten sonra yayınlayacağım. Bugün Deniz'in Fransa'dan aldığı bir peynirden bahsetmek istiyorum.



Kahvaltıda ekmek arasına sürdüğüm bu ürünün benzerini Türkiye'de görmedim. Fransızlar güzel düşünmüşler. Bu ürünün benzerini bence ilk önce Trakya Çiftliği yapar. Ürün portföyünden dolayı onların yapacağını düşünüyorum. Labne peyniri gibi hafif lezzetli, sürülebilir peynire, ceviz kırıntıları, korint üzümü ve incir parçaları eklemişler. "Iyyyk!" demeyin :) Gerçekten yakışmış. Üzüm ve incirin oranı oldukça düşük. Peynir lezzetinin önüne geçmemişler, sadece kendi nefasetlerinden birşeyler katmışlar.



İnşallah bizimkilerde böyle ürünler üretirler. Güzel bir şey çıkmış ortaya. Yarın görüşürüz.

1 yorum:

Yorumlarınız İçin Teşekkürler