1 Mart 2011 Salı

Baharın İlk Günü

Merhabalar,
Baharın ilk gününe merhaba dedik. Sabah açan güneş sanki dünden daha parlaktı. Değil miydi? Bana mı öyle geldi? Güneşten tam emin değilim ama doğa kıpırdanmaya başlamış. Artık filizi yeşili daha sık görür oldum. İş yerinde uzun dönemdir sıkı bir tempoda çalışıyoruz. Figen ve diğer arkadaşlarla bahçe turları yapmayı özledim. Tolga, daha dün, artık bahçede, serinlikte soğuk bir şeyler içmeyi özledim diyordu. Benimse canım aynı bahçede renk cümbüşünden yana bir şeyler özlüyor. Yerlerden tohum toplayan kuşların resmini çekmek istiyorum. Ya da oyun parkının yanındaki sümbülleri koklamak istiyorum. Sarı çiçeklerin açmalarını izlemek istiyorum. Bütün bunları geniş bir gönülle, doğaya odaklanarak başka hiçbirşey düşünmeden yapmak istiyorum. İşten nefes almaya çıkmak demek benim için bu demek. Bundan 1- 1,5 ay öncede gerçi Figen’le bahçe turlarımız güzeldi. Çünkü o zamanda dalından mandalina koparıyorduk, kuytuda bir yerlerden nar aşırıyorduk. Koca kazık kadar olmuşsunuz, paranız mı yok demeyin. Aynı şey değil. Dalından bir tane kopartıp paylaşmak çok güzel. 1 Mart’la birlikte kulaklarımda bahar şarkıları çalmaya başladı. Playback yaparak Ezginin Günlüğü dinliyorum. Zuhal Olcay’ın sonbahar-kış şarkıları yerini yavaş yavaş Ezginin Günlüğü’ne ve Burçak Tarlası gibi hareketli türkülere bırakacak.
Yarın görüşürüz.

2 yorum:

  1. Bahar geldi geldi:) Bütün ihtişamıyla geliyor, iş yerine giderken yol kenarlarında papatyalar görüyorum, kuşlar cıvıldıyor, bazı meyve ağaçları çiçeklendi, bir kaç tane de kuzu gördüm:)

    YanıtlaSil
  2. Dışarıda kar yağarken, bu keyifli bahar yazını okuyorum. Bahar aylarını ben de çok severim :) Canım dışarıdan içeriye girmek istemez artık...

    YanıtlaSil

Yorumlarınız İçin Teşekkürler