30 Ekim 2010 Cumartesi

Bağdat Caddesi

Merhabalar,
Yoğun geçen dünün ardından, bugün güzel bir İstanbul günü.
Deniz'lerin boğaza bakan evlerinde, güzel bir kahvaltıyla güne başladık. Deniz, bana spesiyel olarak lahanalı omlet yaptı.Kulağa nasıl geliyor? Siz birde duyduğumda benim yüz ifademi görmeliydiniz :) Hani blog falan yazıyoruz ama o kadarda değil
diye düşündüm. Bizimki daha önceden lahana haşlamış, kıyıp dipfrize atmış. Onlarla kahvaltıda lahanalı omlet yedik. Hiç dudak bükmeyin. Tavsiye etmesem yazmaz, kötü bir anı olarak kaldırır atardım. Değişik bir lezzet olarak tarif defterime ekliyorum. Belki yapmak istersiniz diye sadece son halini değil, yapım aşamalarınında ayrıntılı resmini ekledim.

LAHANALI OMLET
- 2-3 yaprak haşlanmış, kıyılmış lahana
- 4 yumurta
- Sıvıyağ
- Baharatlar








Sıvıyağı teflon tencereye koyup lahanaları ekleyin ve pişirin. Pişmiş lahanaların üzerine istediğiniz baharatları ekleyip (Deniz, karışık akdeniz baharatları diye Mc Cormick'in iri tuzlu bir baharatını kullandı.) Çırpılmış yumurtaya ekleyin. Çırpıcıyla karıştırıp, tekrar teflonda sıvıyağla pişirin. İki tarafını pişirirseniz krep oluyor. İsterseniz kalın bırakıp, pankek gibide pişirebilirsiniz. Oldukça lezzetli, değişik bir omlet. Kahvaltıdan sonra kızlar kahve yaptı. Yanında Efi Badem kurabiyelerinden yedik. Daha önce Efi Badem'i duymuş muydunuz? Ben ilk defa tattım.
Oldukça lezzetli, vanilyalı ve bademli bir un kurabiyesi. Ağızda dağılan bir aroması var. Bulursam İzmir'dekilerede alacağım.



Efi Badem kurabiyenin adıymış. Gökçeada'da Meydan astanesi'nin bir ürünüymüş. Pastanenin sahibi Ergin Çelik, küçüklüğünde rum komşularında yediği bu bademli kurabiyeyi üretmeyi çok istemiş. Ama bir türlü olmamış. Yakınları Madam Efi'nin bu kurabiyeyi çok güzel yaptığını sölemişler. Madamın kurabiyesinden yiyen Ergin Bey, çocukluğunun tadını bulduğunu anlamış ve hemen denemelere başlamışlar. Madam Efi'de formülasyonun oluşturulması aşamasında onlara yardım etmiş. Bugün Gökçeada'dan tüm Türkiye'ye kutu kutu satıyorlar. Ne güzel bir hikaye değil mi? Siz birde tadın, sonra konuşalım.

Bugün Denizcikle Bağdat Caddesi'ne gittik. Daha önce çok İstanbul'a gelmiştim ama hiç Bağdat Caddesi'ne gitmemiştim. Geldiğimizde tarihi ya da doğal İstanbul güzellikleri peşindeydik. Bağdat Caddesi, sadece iki sıra gösterişli mağazadır, ne olabilirki diye düşünüyordum. Gerçekten nezih bir yer. İstanbul'a tayinim çıksa demek bende burada çalışacağım. Müge Ablamız burada çalışıyor. Öğlenleri nerelere gidiyor, neler yapıyordur acaba diye düşündüm. İzmir'de benim çalıştığım yer, üniversiteyle sanayinin arasında. Burası öyle mi? Bir kere kaç tane kitapçı gördüm. Müge Abla, bir sürü kitap- dergi almıştır herhalde diye aklımdan geçirdim. İstanbul'da iki günlük izlenimim: buradaki insanların İzmir'den daha çok okuduğu yönünde. Kitapçılar hep full dolu. Hemde kaç katlı dükkanlar yapmışlar. İzmir'de gördüklerim hep düz ayak. Bu yönü ilginç geldi.



Gezerken Deniz bana ıslak hamburger ısmarlayacağını söyledi. Daha önce hiç yememiştim. Oldukça lezzetli birşeymiş. Ben kimyon tadını çok aldım. Lezzeti oradan geliyor herhalde. Deniz, birazda şeker var bence dedi. Salçalı hamburger yapmak
tam Türk usulu. Bu kadar salçalı yemeğimiz, köftemiz varken, hamburger ancak salçalı sosla yumuşatılarak nomuş nomuş bu halka yedirilir :)
Kızılkayalar 'da birde kaşarlı dürüm söyledik. Dürümün içinde et yerine kaşar olacağını düşünmüştüm. Yani
etli pide,kaşarlı pide gibi. Oysa ince bir dürüme kaşar döşeyip, bol döner koyuyorlarmış. Birde patates kızartması. Sonra tost makinesinde iyice kaşarı eritiyorlarki lezzeti yayılsın. Bu Kızılkayalar kimse, hayran kaldım fikrine :)Genelde dürümcü ve hamburgercilerde ayran ve kola satılır. Masalara baktığımda insanlar limonata içiyorlardı. Demek ki burada yemeği limonata tamamlıyor. Tüm masalar ful doluydu, ayakta insanlar masa bekliyorlardı. Beğeni bu olsa gerek.



Biraz dolaştıktan sonra Dunkın Donuts'a geldik. İki sütlü kahve ve donut aldık. İkea'da donut satmaya başladı. Orada da Çikolata dolgulu alıyoruz. Bu
tatlının halka olanlarını sevmiyorum. Aldıklarımızda duble çikolatalıydı.
Yürürken yedik, bende çikolatadan bıyık oldu :) Çok güzeldi. Reyonda "Müdürün süprizi" dikkatimi çekti. Onlara karışık sos koyuyorlarmış. Şansına hangi sos gelirse onlu oluyormuş donut ınız. Süpriz yumurta gibi. Bahtınıza ne çıkarsa.
Değişik bir şans oyunu değil mi?


Yol üzerinde taksiyi beklerken, bu reklamı ve Krispy Skremes'i gördüm. Şu anda da Hallowen 'dayız. Konsepte uygun olarak donut lar hazırlamışlar. Belki önce burayı görseydik, balkabaklı donut yerdik. Bağdat Caddesini böylece gezdikten sonra eve geldik. Ben hasta olduğumdan dinleniyorum.
Bizim kızlarsa bir tanıdıklarının düğününe gittiler. Bakalım yarın neler olacak? İzmir'e döneceğim ve gece oğlumla uyuyacağım. Artık öksürmüyor olacak, gece su içmeye kalktığında yanında beni görecek. Ne güzel bir hayal. Yarın İzmir'de görüşürüz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız İçin Teşekkürler