17 Ağustos 2010 Salı

Deniz Amerika'da

Merhabalar,
İzmir 45 derece sıcaklıkta ve ben limanda çalışıyorum. Sabahki deniz esintisiyle biraz iyi olan liman görevi, güneş ve yapışan tozlarla dayanılmaz bir hal aldı. Hergün limana giderken değişik araçlarla gidiyoruz. Bugünkü Fiat Palio arızalandı. Kampüsün içinde Palio iten tipleri izlerken FIAT = Fix It Again Tomorrow (Yarın yine tamir ettir) açılımı aklıma geldi. Benim Fiorinamıda çalışsın diye iteklememiz, kakaklamamız gerekmez değil mi?

Bugün sizlere özgür kız Deniz'den bahsetmek istiyorum. Benim tatlı Deniz'im Amerika'dan blog için değişik tatların resimlerini çekmiş. Bana ilham versin istemiş. Ah tatlım, sen emek harcarsın da ben boşverirmiyim.



Bu kurabiyelere bayıldım. Keşke Türkiye'de de olsa. Neden yapmıyoruz? Sanırım mavi nişasta kurtçuklarından olmadığı için yapamıyorum. Gıda çarşısına gidip bir bakmak lazım.



Değişik kupkekler denemek istiyorum. Kurabiye canavarı ve kırpıklıya bayıldım. Çınar dün akşam Caillou izlerken yeşil kare kare jöle gördü ve benden yapmamızı istedi. Dr. Oetker'in jölesini aldım, dün akşam yaptık. Didehan'ın hediye ettiği silikon kaplara döktüm. Küçük pastalar halinde jölelerimiz oldu. Çınar "Ben yemezsem Şirek yer anne" diyor.



Bu resimde de şişler ilgimi çekti. Meyve şiş daha önce görmüştüm ama kare kare bu şişlerde süper gözüküyor.

Deniz kızımız resimleri göndermiş ama genel resimlerine baktığımda zayıflamış gibi geldi. Yediklerin içtiklerin sende dursun, gezdiğin gördüğün yerleri anlat dedik. O kadar gezmekten eritmiş benim tatlı kardeşim. New York, Los Angeles , Chicago, Washington vb. dolanıyor bizimki. O kadar yer gezmiş, görmüş en çok örümcek adamın MJ'i kurtardığı apartmanın önünde durmasına özendim :) Ahhh ahh.... Bakalım sırada gerçekleştirilecek ne hayaller var. Yarın görüşürüz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız İçin Teşekkürler